15 Temmuz 2007

BİR ŞEHRİ İSTANBUL'DA
BLOGGER KAYNAŞMASI

Küçük Buluşmaların Büyük Yansımaları...!
Hafif çatlak, parantez içinde de algıladığım bir şeyi önce dışlayıp sonra kabul etme gibi bir huysuzluğum olduğundan mıdır nedir?
"Goddess-Artemis" ve sevgili eşi
"Osman Börütecene"nin balkon da çay kahve içmeye çağırdıkları maili sevgilisi olmama rağmen kendimi sahibi sandığım "gaykedi"nin mail box ında görünce yaygarayı koparmış ''kesinlikle gidemeyiz, bir kere benden ''eğer arzu ederse sevgilin de gelsin'' diye bahsetmiş diye veryansın etmiştim...

Gördüğüm fotoğraflardaki insanları hem tanımıyor... hemde bir yandan da katil senaryoları uyduruyordum kafamda... Daha sonra ki günlerde denk geldi ve bir önceki postta da bahsettiğim sebeplerle İstanbul'a gittik...

Bulunduğumuz semtten istanbula geçerken bayağı stres yapmıştım, ''ben şimdi orda ağzımı açamam, siyaset filan fransız kalacağım diyorum bir yandan da gaykedi'ye ''orda sakın benimle dalga geçme'' diye direktiflerde bulunuyorum filan... aşırı derecede heyecanlıydım... kafam da binlerce senaryo dolanıyor, ya bizi keserlerse, ya öldürürlerse filan... :) niye bu kadar saçmalamışım bilmiyorum... :))

Nitekim birkaç şey hediye ıvır zıvır.. alarak yola koyulabildik... eve varmadan önce Artemisle yaptığım telefon konuşmaları içimdeki sıkıntıları söküp aldı, çünkü aşırı derecede relaks bir ses tonuna sahipti ve nedense birden ısındım (nedenini daha sonra aynı burçtan olduğumuzu öğrenmem açıklıyordu...)

Evin önüne geldiğimizde ''burasıııı'' diye çığlık atan çok şeker bi hanım, yanında beklentilerimin aksine sakin mi sakin bir eş... Evin tahminen 3-4 kiloluk karabiber adlı dul kedisi (çok asil ve tüy dökme mevsimi olduğundan pek sevemedim ama çok şişmandı :)) evde incik boncuk çok fazla ayrıntı vardı ve çok beğendim özellikle çocukluğumu hatrlatan mermerden yapılmış yumurtaları... ev gezmesi, bir iki sohbet, biraz kahve-çay, hafif bir yemek, günün gevezesi ve kendi kendiyle dalga geçen ben, ve nasıl geçtiğini anlamadığım bir kaç saatten sonra dönme vaktimiz geldi...

Yol boyunca; ''niye erken çıktık, ne güzel sohbet ediyorduk'' diye söylenmelerime en güzel cevap Tanrı'dan geldi... trafik, taksicinin benzin istasyonuna girip 30 dakika boyunca laflaması... ve bilumum sebeplerle eve döndüğümüzde saat gece yarısını çoktan geçmişti... :))

Bir kez daha kapılarını çalmak için gün sayıyorum :) ama önce onların bize gelmesi lazım :)) NaKHaR

6 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

"Sinir illeti Başak Burcu" dayanışması yaşadık, evet... Benim yükselen Koç, senin yükselen Aslan... Özetle, "evlere şenlik"! Bil bakalım, başka neyimiz ortak? Doğum senelerimizden ötürü ikimiz de Çin Astrolojisi'nde Köpek burcundanız. Üstelik, 2006 bizim yılımızdı ve gördüğünüz üzere bana çok uğurlu geldi: "In short, Female Metal (bu ben oluyorum bir dişi metal köpeği olarak), Rabbit (bu da canımın ichi), Horse and Tiger will improve people's love and marriage luck in 2006." ;o)

Nakhar dedi ki...

çin burcuna göre benim canımın içi fare'ye giriyor... tevekkeli değil 1.5 seneyi aşkın süredir beynimin etini kemirdi... niye? çünkü bende bir köpek olarak, çenem çekilsin, az yaygara yapmadım :)

2006 nın bizim yılımız olduğunu şimdi daha iyi anladım... bir sürü huysuzluktan sonra dinginleştiğim yıl olarak tarihe kazıdım çünkü...

ESTHER dedi ki...

ya haklısın aslında korkmakta.. zaten herkes potansiyel katil, ağzını açıp hakkını aradığında bile pek çok düşman ediniyorsun.. kaldı ki homofobik manyaklarla dolu bu dünya... Gianni Versace'nin nasıl öldürüldüğünü hepimiz biliyoruz değil mi? internette tanıştığı bir homofobik tarafından öldürülmüştü... Rudolp Moshammer da benzer şekilde öldürülmüştü... neyse temkinli olmak lazım...

ama güzel geçtiğine çok sevindim :))) ne güzel dostlar edinmişsiniz :) kedileri de var :)) yalnız taksici olayıda ayrı bir facia :)) bütün manyaklar sizi buluyor be nakharcım :)

bu arada sizi istanbul'da yaşıyorsunuz sanıyordum :S

Nakhar dedi ki...

evet canım hala da o şekilde ölem öldürülen insanlar var ama öyle olsalardı emin ol hiç endişe etmezdim, çünkü benim algılarım ters çalışıyor :D

evet istanbulda yaşıyoruz şekerim... istanbula gittik mecaz anlamda... mesela istanbulun merkezi neresi taksim... oraya giderken istanbul der bazı arkadaşlar... beşiktaş, taksim, ortaköy de bizim için istanbul... biz sadece 1. bölgede değiliz o kadar :)

sonuç itibariyle bir uçtan bir uca trafik nedeniyle 10 saatte gidiyorsun :)

osman dedi ki...

bak şimdi bu yazını okuyunca ben de çok sevindim seni kesmediğimize.

tabii paranoyak olman takip edilmediğin anlamına gelmez, bu daha ilk buluşmamızdı :))))))

her neyse, çok teşekkürler, ayağınıza sağlık, gerçekten çok güzel bir akşam geçirdik. bunu saymayız, yine bekleriz.

hatta ben goddess artemis'le burçdaş ayağına bu kadar iyi anlaşmanıza çok sevindim ki bu sayede siz aynı anda birbirinize birşeyler anlatırken biz gaykedi'yle sakin sakin sohbet edebiliriz demek oluyor bu :p

bu arada karabiber'e şişman demişsin ama rahmetli kimyon'u görme fırsatın olsaydı ona ne derdin bilemedim. biryerlerde elbette fotoğrafı var yollarım bir ara.

uzun lafın kısası biz sizi çok sevdik. umduğumuzdan da güzel bir zaman geçirdik.

daha sık görüşmeyi istiyoruz diyeceğim aşırı resmi olacak bu sefer de...

amma konuşmuşum, beni de kendinize benzettiniz goddess artemis ve sen.

goddess da yanımda oturmuş ben yazarken okuyor bunları iyisi ben henüz sağlığım yerindeyken yorumu burada kesiyorum.

sevgiler.

Nakhar dedi ki...

Osmancım hoş geldin beş gittin den sonra... yazının sonunda okumuşsunuzdur zaten

Bir kez daha kapılarını çalmak için gün sayıyorum :) ama önce onların bize gelmesi lazım diye bir laf etmişim... :)

artık ben daha ne diyim... ayrıca ben goddess la konuşurken gaykediyle seni de dinlemesini bilirim sen hiç merak etme yani... :)

hem ben birşey anlatırken heycanlı heycanlı anlatmayı severim.. çok şükür ki canının ichi de öyle... yoksa çok sıkılırdım yani, gaykedi de dahil üç sakin insan düşünemiyorum... :D