27 Şubat 2009



EVLENDİR BENİ


Son zamanlarda canlı canlı, herkesin gözü önünde flört dönemi çok meşhur heteroseksüeller arasında... Görücü usulü artık aileler araya girmiyor camekanda görüyorsun beğeniyorsun, ben ahmete, mehmete, aysele kübraya talibim diyorsun hoopp anında tanıştırmalar, yakıştırmalar...

Annem içeriden can havliyle bağırıyor "nakharrr koşşş çabukk gell" feci ürkmüşüm yine bir yerine birşey oldu diye, "elimi bile yıkamadan lavabodan fırlıyorum" ekrana kitlenmiş "bak bak kuzenin evleniyor" oha artık!

Kuzenimi "su gibi" de gördüm... şimdi bu iyi birşey mi? kötü birşey mi?NaKHaR

25 Şubat 2009



KOLİ BANDI


Bilip bilmediği konularda çok konuşanları hep yerin dibine sokmuşumdur, kim olduğu önemli değildir o anda, tahammül edemediğim sesini kesmektir kişinin... Sırf eleştirmek için eleştirenleri de hakeza öyle...

Lise de tiyatro hocamız bir kız öğrenciyle çıkıyordu, ayrılınca adam çalıştırmaya gelmek istemedi bir daha.. Bizde okulun sapıklığıyla ünlü, orta yaş bunalımlı, hayatı boyunca yatılı erkek yurtlarında okumuş bir edebiyat öğretmenine kalmıştık...

Tiyatro hakkında sadece ve sadece ahkam kesmeyi biliyordu, ve bir gün diğer kadın edebiyat öğretmeni o hoca konuşurken "birşey lazım mı çocuklar?" diye sorduğunda... Gayri ihtiyari "Koli bandı istiyorum hocam" dedim... Diğeri espri yapıyordu "koli bandını ne yapacaksınız? ağzımı mı bantlayacaksınız" dedi, Bende "evet ortalığı karıştırıyorsunuz hocam, bırakın da çalışalım ama" diyerek hocanın konuşmasına nokta koyuvermiştim...NaKHaR

23 Şubat 2009


BLOG OKU-YORUM
-
*
Bloğumda ikiyüzü aşkın (200+) misafir var... Ve minumum haftada bir maksimum 15 günde bir hepsini baştan aşağı okumaya çalışıyorum... (Google Reader da bunu büyük ölçüde kolaylaştırıyor sağolsun) Bunun yanında kitap okumakmış yok efendim ders çalışmakmış hepsi gümbürtüye gidiyor efendim...

Bütün hayatım blog okumakla geçecek neredeyse, yemek yemek vs. gibi insani ihtiyaçlarım olmasa... :) Hele ki Google Translate vuku bulalı bu trafik fazlasıyla arttı...

Şimdi demem o ki dostlar bütün yazdıklarınızı yorumlayamasam da, okuduğumu biliniz...NaKHaR
-
-
Birkaç gün önce tüm linklerimi kaybedip bloğumun temasında değişiklik yapmak zorunda kaldım... Bunun için sevgili Bendeniz'e Teşekkür Ediyorum...

21 Şubat 2009


BİR İNSAN BİR İSYAN
*
*
İSYAN EDİYORUM !

Bu memlekette yaşyan bir yurttaş olarak, yer altında ve kuyularda bulunan cesetler, toprağa gömülmüş cephanelikler ülkesinde yaşıyor olmaya...

Yılarca devlet, hükümet, ordu ve medya tarafından kandırılmış ve söylenen yalanlarla muhattap olmaya, ilkokuldan itibaren başayan inkar politikalarına zorla ve ısrarla inandırılmaya, Bütün katliamları devlet ve askerin beraber yapıp, beraber örtbas etmesine, 

Fikir Adamlarını ölüme gönderen fikir babalarına, onları hedef göstermiş basına, ırkçı milliyetçi, katil yetişiren bu sisteme, soruşturmaları sonuna kadar takip etmeyen iktidara ve adalete, karanlık, pislik, yalan, kumpas, vahşet tünelinden çıkmamızı önleyen gönüllülere...

Normal bir memlekette, normal bir insan gibi yaşayamadığıma... İsyan ediyorum...Hangi normal insan, yaşadığı ülkenin toprakları altıdan ve üstünden bu kadar pislik ve vahşet çıkması karşısında hala normal kalabilir?

Evet, normal bir memlekette, normal bir insan gibi yaşyamadığım için isyan ediyorum! 

Gözaltında "kayıp" edilenler için, göz önünde "kaybettiklerimiz" için, göz göre göre "kaybolacaklara", karşı çıkmak için!... Zeynep Tanbay
*
(yazı üstünde tarafımdan günah işlenmiştir...NaKHaR)


19 Şubat 2009



SKANDAL AİLESİ - 23


- Tanıştırma Serüveni -


Sevgilim henüz ailemle tanışabilmiş değil, 4 yıl süren güven dolu aşk seyahatimizin bu durağına nihayet gelmiş durumdayım...

Anneme nicedir konuşur dururum, umudumu hiç yitirmeden anlatırım onu, yaşadığımız aşkı, dinler dinler ve bakarım ki dalmış gitmiş gözleri çok uzaklara "dinliyor musun?" diye sorarım usulca... "Bana anlatma bunları"der, bilirim korkmaktadır bana bir zarar gelmesinden...

Tanıştırma umudumu yitirmeye yakın, artık konusunu açmıyordum ki annem sormaya başladı ardı arkası kesilmeden verdiğim kısa cevaplar tatmin etmedi, aynı soruları yineledi durdu...

Zamanının geldiğini düşündüm ve başladım anlatmaya "gaykedi seninle ve büyük ablamla tanışmayı çok istiyor" dedim son cümlede... Uzunca bir baktı "ablan tamam derse" dedi gelsin... Dünyalar benimdi işte o anda, ablamla konuşmak için gün sayıyordum 2 gün!

Ablam geldi, bir türlü giremedim konuya, saat geç oldu, ablam giyindi, "sende benimle gel sabah benden gidersin" dedi... Yol boyunca akla karayı seçtim, olmadı, eve geldik... Yemek yedik balkona çıktım sigara içmeye, biliyordum ablamın hayır diyemeyeceği birşeydir keyif sigarası, yanıma geldi, havadan sudan konuşmalardan sonra başladım ne olacaksa olsun diyen içimdeki şeytana uyarak konuşmaya...




Ben -Annemle benden konuştuk, askerlik, mezuniyet iş..

Ablam - Valla ablam ne diyeyim kendi hayatınızı düzene koyun bir şekilde herşeyi görüyorsun...

- Biliyorum abla annemle benim durumumu da konuştuk

- O konu bana çok yabancı geliyor, ne yaparsın ne edersin bilemiyorum

- 4 yıldan beri beraber olduğum kişiyi tanıştırmak istiyorum aslında sen ve annemle

- Kız mı? Erkek mi?

- Erkek abla

- Psikiatrik tedaviyle mümkün değil diyorsun yani..

- Evet abla denedik biliyorsun hepsini

Şimdi tanıştırma işine gelince, ne konuşulur hiç bilmiyorum, çevremde örneğini hiç ama hiç görmedim ablacım, seni kabullendik, tanıştırdıktan sonraki beklentilerinizi kestiremiyorum... Evlilikse, cinsiyet değişikliği filan, aile akraba içerisine girmekse birşey diyeyem ablam, sen tamam kardeşimsin saygı duyuyorum ama, hani bu iş biraz tuhaf olur bizim ailemizde nasıl tepki olur tabii küfreden olmaz tabii ama ne konuşulur edilir bilmiyorum

- Yok abla cinsiyet değişikliği filan düşünmüyoruz, beklentim sadece bir
davet olur, birşey olur arkadaşımla beraber katılmak isterim, bana ulaşamaz olur ya kaza filan olur haberleşmenizi bekliyorum... sizi arayabilsin isterim birşey olduğunda, ben şurda kalıyorum dediğimde kim olduğunu bilin istiyorum


Anladım ablacım, tanışılır konuşulur sonra... deyip konuşmayı bitirdik...

Ablam ayağını incitmişti, yeğenimin nişan-düğün gibi stresli işleri var anladım ablamı, şimdilik aklının bir köşesinde olsun tanıştırmak istediğim bilinsin 4 yılda bu kadar yol katetmiş olmak bile mükemmel...

ve son olarak "en azından annemle bu konu hakkında konuşabilmenize sevindim" dedi...N

16 Şubat 2009


4 x 4

MİM !

"Eğrelti otu" beni mim'lemiş ama yazdığım bir mim olduğu için rica ettim 4x4 mim'ine talip oldum... :)

Yaptığım 4 iş;
- Blog (yazmak,okumak)
- Tasarım
- Eleştirmek
- Konuşmak

Ama öncesinde birkaç kadeh birşeyler içmem lazım... :)


Defalarca izleyebileceğim 4 film;
- Angels in America
- Just Like Heaven
- Lake House
- Pretty Woman

(yalnız var yaa en zoru bu saymakla bitmez zaten ben sevdiğim bütün filmleri en 5 kez izlerim)

Yaşadığım 4 yer;
- İstanbul / Anadolu Yakası (evim)
- İstanbul / Avrupa Yakası (2.evim)
- Kocaeli (3.evim)
- Okul (eee günün 8 saati orada geçiyor)

İzlediğim 4 Tv programı;
Televizyonu kaydadeğer bir program için açmıyorum, bir iki dizi filan, rast geldikçe NTV deki bazı tartışma programlarına bakarım 20 dakika kadar... Fazlası cildimi bozar... :)

Tatil için gittiğim 4 yer;
- Akçay / Balıkesir
- Ayvalık / Balıkesir
- Merkez / Bolu
- Kapadokya / Nevşehir

En sevdiğim 4 yemek;
- Beyaz Lahana Dolması (annem yaparsa)
- Tavuk Sote (kendim yaparsam)
- Yaprak Sarma (ablam yaparsa)
- Balık, Tavuk Köftesi (kayınvalidem yaparsa)

Hemen şimdi olmak istediğim 4 yer;
- Ana Rahmi (aklım olsa hiç çıkmazdım)
- Sevgilimin Yanı (siz okurken ben okulda olacağım)
- Arkadaşlarımla bir kafede
- Norveç olabilir.. (Röyksoop yüzünden)

Bir yağmur damlası olsaydım düşmek isteyeceğim 4 yer;

- Kaldırımlara
- Kurumuş toprağa
- Herhangi bir metalin üstüne
- Birileri ağzını açmışsa... :)



14 Şubat 2009



İÇİMDEKİ TINILAR - 18
- 14 ŞUBAT -


Bugüne özel 3 parça sunuyorum sizlere,

İlki Sezen Aksu'dan geliyor "O Sensin"
ve üçüncüsü Smokie'den "I Feel Love"

Artık bu günkü ruh halinize uygun olanı seçersiniz... Size bırakıyorum bu günü, illaki bir sevgili olması gerekmiyor yanınızda, çıkın ve dışarının havasını soluyun, belki aradığınız kişi bugün çıkıverir karşınıza... Tanrı Hepimizi Korusun... N

Ve Unutmadan O'nu Çok Seviyorum

12 Şubat 2009


İNSANOĞLU
CENTİLMENDİR!

İngiltere'de avcılara "Avını vurmadan önce bağır" diye bir şart getirilmiş. Hayvanları koruma Yasası'na göre hayvana son bir şans vermekmiş amaç.

İşte size centilmenlik... Hayvanlarla insanlar arasındaki tek fark bu olsa gerek...A. Ali Ural (paragraf üzerinde ufak bir günah işlenmiştir.)

Çevremizde insana bile bir şans sunulmazken bu bizim için tam bir ütopya!

Sevgili kayınvalidem bahçede bir yılan gördüğünde şöyle demişti: "hadi bakalım git burdan belki yavruların vardır."NaKHaR

10 Şubat 2009


BİR ŞAİR

BİR ŞİİR

"Farmakolojik Deli" beni "mim"lemiş...

Ben şu herkesin bildiği, kuduğunu söylediği şairlerle hiç ilgilenmem, okumam, geçmiştir çünkü, geçmişe kalmıştır... Ölmüşlerdir ve bana katacaları yeni birşey yoktur... Öldükten sonra kıymetlerinin bilineceğini söyleseydi birileri yazdıkları herşeyi yakıp yokedeceklerdi buna eminim...

Ben yaşayan şairlerden yanayım, yaşarken kıymeti bilinmesi gerekenlerden, kelimelerini hece kaygısı gütmeden yazan şairlerden...

Lise son sınıfta "Buğulu Atlas" hediye edildi bana doğum günümden 3 ay sonra... Yılmaz Odabaşı'yı o zaman tanıdım tanımayanlar için ipucu: Onur Akın'ın "Ey Hayat" adlı şarkısının söz yazarı...

Neyse işte Teğet adlı bir şiirinden, sevdiğim bir dörtlük... NaKHaR 


"Herkes kırılamaz;
bazen ince bir dal olmak gerekir
kırılmak için:

Ama dünya kütüklerin…
 
Ağlayamaz herkes;
ağlayabilecek kadar büyümek gerekir:

Dünya ise küçüklerin… "
 

08 Şubat 2009



SKANDAL AİLESİ - 22

- Köprünün Altından Akan Sular -


Bizim ailede nesilden nesile geçen genlerden dolayı mıdır nedir, hepimizde verilen birşeyin arkasından bakmama huyumuz var...

Babam; Rahmetli önüne gelen herkese borç verir ya da ödünç bir eşya, daha sonra sanki o şeyi hiç vermemiş gibi yaşardı... Aradan geçen onca yıldan sonra alacakları teker teker geldi yine istemeden... Tabii o zamanın 10 lirası şimdi oldu 1 lira... 

Annem; Annem bu konuda tam bir uzman... Zamanında eşe dosta altınlarını borç vermiş, arada o kişiler dolaylı olarak başka şekillerde bize yardım etmiş olduklarında annem, verdiklerini geriye isteyememe mahcubiyetine girer... Bu işin ödünç verme kısmı...




 10 yılı aşkın süre önce bir adet Canon fotoğraf makinasını flaşı bozuk diye tamire verdiğimizde 7,500,000 (şimdinin 7,50 lirası) istemişlerdi... Annem "ayyy çok para istiyorlar kalsın" deyip o kadar yıl geçtikten sonra, "gidip bi sorsak mı, belki verirler makinayı?" der dükkanın önünden her geçişinde...

Yine 5 yıl önce tüpü biten TV'de de aynı problem yaşanmıştı (annem hala sayıklar o televizyonu)

Yine 12 yıl öncesinde döşemeciye verilen cağnım koltuk takımını da almamıştık... Hala o dükkanın önünden geçerken "dur şuraya bi sorayım" deyip yeltense de kendisi de bilir aslında o dükkan bu süre zarfında 5 kez el değiştirmiştir... :)

Böyle böyle miras olarak bize bıraktıkları genler neticesinde, benim de buna benzer birkaç huyum var kurtulmaya çalıştığım... Aklımız başımıza, köprünün altından çok sular aktığında, üzerlerine bir bardak soğuk su içerken gelir...N

06 Şubat 2009


ELMAS!

Hayat hepimize iyi ya da kötü sunulmuş bir armağan, hepimiz pahabiçilemez birer elmas gibiyiz, yalnızca biraz işlenmemiz gerekiyor...

Gerçek anlamda elmas olabilmek için işlenmek! Ölürsem eğer bir elmas olmak isterim sevgilimin bedeninde, yakılan bedenimin küllerinden yapılacak pahalı bir taş...NaKHaR

04 Şubat 2009


*
*
İSTANBUL !
*
(Gitmek - Kalmak)
*
*
Taşı toprağı altın, şefkatli bir ana kucağı diye geliyor herkes bu şehre... Suyunu içip havasını koklayan vazgeçemiyor bir daha, İstanbul çarpıyor insanı...
*
Benim temellerim süreyya plajının yakınlarında bir evde atılmış, doğumuma yakın İstanbul'dan ayrılmış ailem... Hala bu süreç devam eder bende, sürekli  İstanbula  gelir, bir süre konaklar, sonra ayrılırım...
*
Taşı toprağı altın! "İstanbul'a gitmek istiyorum" diyor insanlar... Ya da bir diğeri dışlayabiliyor birkaç kuşak İstanbul'lu olduğu için diğerlerini... "İnsanın gönlü istanbul olmalı",  "istanbul gibi kucak açmalı her gelene" ,"gönlü istanbul olmazsa insanın, sıkıntısını da taşır istanbul'a" , ve İstanbul bile dindiremez onların sıkıntısını...NaKHaR

02 Şubat 2009





İÇİMDEKİ TINILAR - 17

Bu haftaki parçamız Pearl Jam grubunun solisti Eddie Vedder'den "Long Nights",  dinlerken bir yerlere yolculuk ettiğinizi hayal edin, tanımadığınız insanların olduğu, hakkında hiçbir şey bilmediğiniz yabancı bir ülkeye... Ben öyle yapıyorum...

Elinizde Ahmet Altan'ın "En Uzun Gece"'si, gerçekten saatler gece yarısını geçmiş... Ve içimdeki tını size eşlik ediyor...

Şarkıyı şuradan dinleyebilir
ve sağ tıklayıp video olarak kaydet diyerek indirebilirsiniz... N