ÇARK
Tıkır tıkır işliyor şehrin çarkları
Birbirini götürüyor doğada iki yabani
Hem teşhir ediyor ruhunu,
Hem utanıyor bedeninden
Amma velâkin ersuyuyla yıkayabiliyor mahremiyetini
Özümsenmiş parklar camekân içinde bir yatak odası
Tanımadığı yüzlerde aşk arıyor internet soytarısı
Ve ücra hamamın birinde,
Ayrılırken kirinden teni,
Yunuyor bedenini
Oğlancı güruhu yapar eder de
Uyuşmuş bilinçaltında vıttı vızır bahaneler üretir
Su değmemiş erkekliğine
-den sonra bir bakire bulup
Akıtınca iki damla kırmızı şarabı
Silindi sanır oğlancı yanı
Veledi düşünce uçkurundan kör rahme
Kendi kuyruğunu yakalamaya çalışır
Kısırlaşmış fikri içinde
Girecek bir delik arar beynini kemiren fare
Yıkadı mı kurtuldu sanır
Ne olsa elinin kiridir sokaktaki er fahişe!
Nakhar - İstanbul - 2010